Sunday, February 19, 2017

Ateizm Üzerine Düşünceler - 2


Ateistleri dinlediğinizde veya o konulardaki kaynakları taradığınızda farkedeceğiniz bir diğer mesele de insanın her yerde insan olduğudur. Bu ne demek?

Kameralarımızı İslam'la ve müslümanlarla alakalı tartışmalara çevirelim; neler görürüz? Çoğunluk ılımandır, ama azınlık bir kısım aşırı dinciler vardır. Bu aşırı dincilerin vicdan ve akılla izah edilemeyecek tavırlarından dolayı bütün müslümanlar hüküm giyer. Bununla beraber çoğunluk dediğiniz müslümanların da kendi dinleri hakkındaki bilgi seviyeleri tartışılabilir. Kendilerine yöneltilen sorular karşısında tepkiselleşebilirler ve kutuplaştırıcı söylemleri dillendirebilirler. "Müslümanların hatalarından dolayı İslam hüküm giyemez" derler ama, "o zaman doğru İslam nerede?" sorusuna tatminkar cevap veremezler. Öte yandan dile getirdikleri faziletli davranışlar ve prensiplerin İslam'dan kaynaklandığını ve kendileri de müslüman oldukları için şanslı olduklarını söylerler, ama bizzat kendi hayatlarında o davranış ve prensipleri uygulamazlar. Kuran ve hadislerde dile getirilenleri okurlar, ama kendilerine göre önder bildikleri kişilerin bu kaynaklardaki bilgileri çarpıtması karşısında "bir bildiği vardır" deyip akıllarını şuurlu bir şekilde susturabilirler... Doğrusuyla yanlışıyla bu genelleme listesi uzatılabilir.


Bütün bunları niye gün yüzüne çıkartıyoruz şimdi? Hani asıl mesele ateistlere cevap yetiştirmek değil miydi? Önceki yazıda da değindiğim gibi, asıl mesele birilerine cevap yetiştirmek değil. Çünkü öyle bir tavır, hakikat davası değil, üstünlük davası olur. Dahası, öyle bir tavır, kendi iç dünyasındaki cevaplanmamış soruları sıvama psikolojisinin dışa vurumu olur. Önceki paragrafta dile getirdiğim kirli çamaşırlar, tam da bu maksatla. Ateist olduğunu söyleyen kişilerle etkileşen müslümanların genellikle sergiledikleri tavırlar, ya kendi dinlerine cehaletleri ya irrasyonel söylemleri ya da psikolojik savunma mekanizmaları nedeniyle, itici bir hal almaktadır. Bu da ne muhatap için ne de o müslüman için bir fayda sağlamamaktadır. O yüzden, önce kendimize bakmakta fayda vardır. Ateizm eksenli söylenen itiraz ve sorunsalları, kendi iman dünyamızla ilgili cahilliklerimizi ve rasyonel boşluklarımızı gidermek adına bir çağrı olarak algılamak gerekir.

Öte yandan bütün bunlar, hiç kimseye bir şey anlatmayalım demek de değildir. Sadece biraz aklımızı kullanarak ve Kuran'daki davete icabet ederek pek çok meseleyi halletmek mümkündür. Nasıl mı?

"İşte onlar hayırlarda yarışırlar. Ve onlar, onda (hayırlarda) öne geçenlerdir." (Müminun 61)
Mesela ateist kişilerle birlikte hayır işlerinde ortak çalışılabilir. İhtiyacı olanlar için gıda yardımı, kitap yardımı toplamak, çevrenin korunması için ortak çalışmalar yapmak, görme engelliler için kitap seslendirmek, yaşlılar evindekilere ziyaretler yapmak, vs. ... Bunlar sırasında da hiç bir şekilde kimseyi hiç bir konuda ikna etmeye çalışmanıza da gerek yok. Emin olun onun sizi anlamadığı kadar sizin de onu anlamadığınızı farkedeceksiniz.


Anlayacağınız bir başka husus da, ateistlerin de insan olduğu ve onların da kendi görüşleriyle ilgili bilgi eksiklikleri, mantıksal boşlukları olduğu, sırf saplantı yaptıkları bazı noktalar olduğu ve tartışma ortamının psikolojisi ile lüzümsuz inatlaşabildikleri. Aynen müslümanlar gibi... Çünkü onlar da insan! Tabi ki bunları siz anlarken onların da farketmesine ortam hazırlamış olacaksınız. Yani çift taraflı kazan-kazan girişimi.. Tek bir tartışmaya gerek kalmadan.. Sadece Kuran'ın davetine icabet ederek...

Bismillah








No comments:

Post a Comment